3 Saniyede 100 Milyar Hücreyi Tarayan Teknoloji
Prof. Dr. Toner’in ilerlettiği bu yenilikçi teknik, 3 saniye gibi olağanüstü kısa bir sürede 100 milyar hücreyi tarayabilme becerisi sahip. Bu hız, kanserli hücrelerin daha evvelce olası olmayan bir hassasiyet ve hızla bulunmasına imkân tanıyor. Bu sayede, kanserin erken teşhisi amacıyla devrim niteliğinde bir ismim atılmış oluyor.
Kanser Teşhisinde Odağı Değiştiren Yaklaşım: Kan Analizi
Prof. Dr. Toner, insan vücudundaki hücrelerin büyük bir kısmının kan hücrelerinden oluştuğuna ilgi çekerek, hastalıkların teşhisinde kanın ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguluyor. Geliştirdiği teknoloji, saniyede 300 milyon hücreyi analiz ederek yalnızca kanser değil, başka çoğu hastalığın da kan üzerinden izlenebilmesine imkân tanıyor. Bu durum, tıp aleminde teşhis yöntemlerine dair yeni bir bakış açısı sunuyor.
Pandemi Deneyiminden Kanserle Mücadeleye
Prof. Dr. Toner, bu teknolojinin gelişiminde pandemi sürecinde elde edilen teknolojik birikimin büyük ehemmiyet taşıdığını belirtiyor. Aşılar amacıyla sarfedilen teknolojik altyapı ve bilgi birikimi, kanser incelemelarına da aktarılarak bu çığır açan buluşa zemin hazırladı. Bu gelişme, değişik bilim alanlarındaki iş birliğinin ne kadar kıymetli bulunduğunu bir kez daha gösteriyor.
Bu buluş, kanser hastaları ve yakınları amacıyla büyük bir umut kaynağı olurken, tıp aleminde teşhis ve tedavi süreçlerini kökten değiştirebilecek potansiyeliyle büyük bir heyecan yaratıyor.Yeni Nesil Kanser Tanısı: Mikroçip Teknolojisiyle Sıvı Biyopsi
Geleneksel kanser tanısı yöntemlerine kıyasla çok daha süratli, etkili ve hastalar amacıyla konforlu bir çözüm yayınlayan Prof. Dr. Mehmet Toner ve ekibinin ilerlettiği yeni kuşak teknoloji, tıp aleminde ezberleri bozuyor. Bu yenilikçi yöntem, iğne biyopsisinin konumunu alarak mikroçip tabanlı bir sıvı biyopsi sistemi sunuyor.
Milyarda Bir Kanser Hücresini Bulmak Mümkün
Prof. Dr. Toner’in ilerlettiği mikroçip, bir milyar sıhhatli hücre arasından tek bir kanser hücresini bile belirleme edebilecek hassasiyete sahip. Bu olağanüstü doğruluk, kanserin erken evrelerinde dahi saptanmasını olası kılıyor. Bu teknoloji, kanser hücrelerine bağlanan antikorlarla kaplı 78.000 ufak çubuktan oluşuyor. Bu çubuklar sayesinde, kan dolaşımında serbestçe dolaşan bütünör hücreleri (DTC) hem belirleme edilebiliyor hem de sayımı yapılabiliyor.
İğne Biyopsisi Tarih mi Oluyor?
İğne biyopsisi gibi ağrılı ve invaziv (vücuda giriş gerektiren) yöntemlerin aksine, bu sıvı biyopsi testi kan üzerinden yapıldığı amacıyla hastalar amacıyla çok daha konforlu. En mühimsi, iğne biyopsisiyle elde edilen misaller bazı durumlarda urun kalıtsal yapısını tam olarak meydana koymakta yetersiz kalabiliyor ya da tedavi süreci geliştikçe güncelliğini yitiriyor. Prof. Dr. Toner’in testi ise bu tür gecikmeleri önleyerek, doktorların en ideal tedaviye daha süratli karar vermesine yardımcı oluyor.
Geleceğin Tedavisine Doğru
Bu çığır açan mikroçip, yalnızca teşhisle kalmayıp, kanser tedavisinin geleceğini de şekillendiriyor. Halihazırda piyasada belirleme edilen kan testlerinin yalnızca hücre sayımı vermesine karşın, yeni mikroçip testi hastanın kanından alıncak misallerle, urun kalıtsal yapısı ile ilgili kritik bulgular sunuyor. Bu durum, hastanın yaşam zamanını kısaltan tanı ve tedavi gecikmelerini ortadan kaldırarak, kişiselleştirilmiş ve daha etkili tedavi yöntemlerinin önünü açıyor. Prof. Dr. Toner’in de belirttiği gibi, bu teknoloji, “klinik onkolojideki faydasını tam olarak keşfetmek amacıyla devamlı yenilikler” gerektiren zorlu bir amaca ulaşmayı olası kılıyor.
Bu yeni teknoloji, yalnızca bir teşhis aracı değil, aynı vakitte kanserle mücadelede stratejik bir hamle olarak görülüyor.Kanserle Savaşın Öncüsü: Prof. Dr. Mehmet Toner Kimdir?
Hatay doğumlu bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Toner, kanser teşhisinde çığır açan bir buluşa imza atarak bütün dünyanın ilgisini çekti. Peki, bu devrim derecesindeki teknolojiye imza atan Prof. Dr. Mehmet Toner’in yaşamı ve kariyeri nasıl şekillendi?
Akademik Kariyer ve Başarılar
Prof. Dr. Mehmet Toner, Türkiye’den Harvard’a uzanan çarpıcı bir eğitim yolculuğuna sahip. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği lisans eğitimini tamamladıktan sonra, kariyerine Amerika’da devam etti.
MIT’de Yüksek Lisans: Dünyanın en prestijli teknik üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Makine Mühendisliği yüksek lisans derecesini aldı.
Harvard-MIT’de Doktora: 1989 senesinde ise gene MIT ve Harvard’ın ortak bölümü olan Sıhhat Bilimleri ve Teknolojileri bölümünde Tıp Mühendisliği doktorasını tamamladı. Bu eğitim, kendisinin mühendislik ve tıp bilimlerini birleştiren çalışmalarının esasını oluşturdu.
Önemli Görevler ve Liderlik
Günümüzde Prof. Dr. Toner, hem eğitim hem de inceleme bölümünde çoğu mühim pozisyonda vazife alıyor.
Harvard Üniversitesi’nde Profesör: Harvard Tıp Fakültesi’nde cerrahi profesörü ve Harvard-MIT’de Sıhhat Bilimleri ve Teknolojileri profesörü olarak akademik çalışmalarına devam ediyor.
Massachusetts Genel Hastanesi: Boston’daki Massachusetts Genel Hastanesi’nde BiyoMikroElektroMekanik Sistemler (BioMEMS) Kaynak Merkezi’nin direktörlüğünü yürütüyor.
Özyeğin Üniversitesi: Türkiye ile olan bağlarını koparmayan Prof. Dr. Toner, Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti delegesi olarak da ülkesine katkı gerçekleştirmeyi sürdürüyor.
Girişimcilik ve Biyoteknoloji
Prof. Dr. Mehmet Toner, akademik başarılarının yanı sıra, bilimi pratiğe döken bir girişimci kimliğine de sahip. Kurucusu bulunduğu detaylı biyoteknoloji şirketlerinin yönetiminde aktif olarak yer alıyor. Bu yönüyle, ilerlettiği teknolojilerin laboratuvar ortamından çıkıp, hastaların yaşamına dokunabilen somut ürünlere dönüşmesine liderlik ediyor.
Prof. Dr. Toner’in kariyeri, tıp ve mühendislik bilimlerini birleştirerek insanlığın en büyük sorunlarından biri olan kanserle mücadeleye adanmış bir yaşam öyküsü sunuyor.