Bu yüzden beş torunuma da 2 milyon TL’lik miras sözü verdim tek bir gizli şartla.

Oturma odasında toplandılar.

Sessizlik vardı.

“Size bir itirafta bulunmam gerekiyor,” dedim.

“Size yalan söyledim.”

Şaşkınlık…

Öfke…


Suçlamalar…

“Orada hiç para yok,” dedim sakinlikle.

“Size bırakacak milyonlarım yoktu.”

Öfkeyle ayağa kalktılar.

Bağırdılar.

Kapıyı çarpıp gittiler.

Hepsi.

Suna hariç.

O yanımda kaldı.

Beni sarıldı.

“Babaanne, iyi misin?” dedi. “Paraya ihtiyacın var mı?”

İşte o an her şey netleşti.

“Canım,” dedim, “aslında param vardı.

Ama kim gerçekten umursuyor bilmek istedim.

Ve kalan tek kişi sensin.”

Başını salladı.

“Parana ihtiyacım yok babaanne,” dedi.

“Hayatım yoluna girdi.

Ben buraya para için gelmedim.

Ben senin için geldim.”

O gün vasiyetimi değiştirdim.

Tüm birikimim, Suna’nın çocukları için bir vakfa devredildi.

Suna hâlâ her pazartesi geliyor.

Artık zorunda olduğu için değil.

İstediği için.

Çünkü sevgi, parayla ölçülmez.
Reklamlar