Serkan hiç gelmedi. Ne aradı, ne sordu.
Aylar sonra kararımı verdim. Noteri çağırdım. Kimseye haber vermedim. Defteri kapattım. İçim rahattı çünkü sınav bitmişti.
Bir hafta sonra Zeynep’e her şeyi anlattım. Parayı, evi, mirası. Gözleri doldu. “Baba ben bunun için gelmedim” dedi. O an doğru kararı verdiğimi anladım.
Şimdi hâlâ huzurevindeyim. Ama yalnız değilim. Zeynep her hafta geliyor. Bazen torunlar geliyor. Odam gülüyor artık.
O para mı? O sadece bir kâğıt parçası.
Ben Halil’im. 78 yaşındayım. Şunu öğrendim:
Evlat, parayı duyunca değil, sessizliği fark edince gelir.
Ve bu hikâye, böyle bitti.